Öyle ki yahudiler, daha cumhuriyetin kuruluş aşamasından
önce gerçekleştirilen Lozan görüşmelerine doğrudan müdahale edebilmek için
görüşmelerin yapıldığı şehre kadar gidip Türk tarafını temsil edenlerle irtibat
kurmaya çalışmışlardır. Lozan görüşmelerine katılanlardan olan Dr. Rıza Nur,
“Hayat ve Hatıratım” adlı eserinde onların müdahalelerinden şöyle söz ediyor:
“Bir müddettir İstanbul eski hahambaşı Naum (Haim Naum) bizim otelde (Lozan
görüşmeleri esnasında kaldıkları otelde) görülmeğe başladı. Baktım bir gün
İsmet’le (İsmet İnönü’yle) görüşüyor. Ne yapmış, kimi vasıta yapmış bilmem.
İsmet’e yanaşmış. Yaman yahudi!.. Artık İsmet’ten ayrılmıyor. Yemek zamanını biliyor
ya, asansörün yanında bekliyor (yemek zamanını bildiği için tam o vakitte
asansörün yanında bekliyor). Derhal İsmet’in koltuğuna giriyor, belinden
yakalıyor. O da onun. İsmet’i lüzumu yokken holde dolaştırıyor. Sonra yemek
salonunda, İsmet’le şakalaşıyor, gülüyor. Anlaşılıyor ki, herkese: “İsmet benim
samimi, teklifsiz arkadaşımdır” diye göstermek istiyor ve gösteriyor. Nihayet
bütün yahudi sırnaşıklığı (yapışkanlığı) ile yanaştı. İsmet’in yakasını
bırakmıyor. Şimdi odasından da çıkmıyor. İsmet bunu müşavir tayin etti. Yevmiye
vermeye de başlamış. Bana da söylemiyor. Heyet-i murahhasa çiftliktir,
kullanıyor (görüşme heyetini, bu heyet için tahsis edilen parayı adeta kendi
çiftliği gibi kullanıyor). Ne diye kandırdı bilmem, bu sadedil (saf, kolay
aldanabilen) İsmet, Yahudinin dolabına girdi. Derken hahambaşını soframıza da
aldı. Bu vakte kadar sesimi çıkarmamıştım. İsmet’e dedim ki: “Bu yahudi de
başımıza nereden çıktı? Senin böyle bir yahudi ile laubali görüşmen haysiyetini
ve Türk milletinin, heyetinin haysiyetini kırar. Bu kadar yüz verme! Hiç
olmazsa herkesin içinde yüz verme!” Bana kızdı. Herif derken azdıkça azdı.
Heyetten şuna buna herkesin içinde kumanda ediyor. Benim önüme geçip önümde
yürüyor. İhtimal İsmet benim sözlerimi ona söyledi. Fakat ben durur muyum?
Zaten yahudileri hiç sevmem. Hahama önüme geçtiği vakit hakaret ettim ve
kolundan tutup arkama çektim. “Bir daha burada yürü!” dedim…. İsmet’e tekrar
dedim: “Bu bir yahudidir. Yahudiler çok adi şeylerdir. Bunun kim bilir ne fena
işleri vardır? Bundan bir hayır bekleme! Onun tanıdığı muhit yahudi sarraf
alemidir. Hahambaşı İsmet’e bütün İngiliz ve Fransız ricalini tanıdığını, hepsi
ahbabı olduğunu, işleri istediği gibi yaptıracağını söylüyormuş. Tabii İngiliz,
Fransız ve İtalyan delegelerine de İsmet’in avucunda olduğunu söylüyordu… Lozan
muhitinde dolaşıyor, herkese: “İsmet teklifsiz ahbabımdır, sözümden dışarı
çıkmaz” diyormuş..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder