9 Ocak 2016 Cumartesi

ÖĞRENME STRATEJİLERİ

ÖĞRENME STRATEJİLERİ
Bilişsel öğrenme kuramları, öğrenen kişinin, öğrenme sorumluluğunu yüklenmesi
ve öğrenmeye etkin olarak katılması gereği üzerinde durmaktadır. Bu nedenle bu
alandaki çalışmalar, son yıllarda öğrenme stratejileri üzerinde yoğunlaşmıştır.
Tanım
Literatürdeki kaynaklar tarandığında, öğrenme stratejileri üzerine birbirini
tamamlayan birden fazla tanımla karşılaşılmaktadır. Bunlar;
"Öğrenen kişinin öğrenme sırasında gerçekleştirebileceği ve onun kodlama
sürecini etkilemesi umulan davranışlar ve düşüncelerdir. “
“Öğrenilen konuyu belleğe yerleştirme ve geri getirme işlemlerini kapsayan,
öğrenenin öğrenmesini etkileyen, öğrenen tarafından kullanılan davranış ve düşünme
süreçleridir.”
“Bireyin öğrenme sırasında duyularına gelen uyarımları kısa ve uzun süreli belleğe
transfer etmesine ve uzun süreli belleğine işlemesini sağlayan tekniklerdir.”
"Öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için kullandığı işlemlerdir.”
Yukarıdaki tanımlar incelendiğinde, bellek ve bellek süreçlerinin, öğrenme
stratejisini oluşturan ortak nokta olduğu görülmektedir. Bu nedenle bellek tanımı ile
başlayalım.
Bellek
İnsan zihni hatırlamaya göre kurulmuştur. Belleğimiz, yaşamımız boyunca iç
dünyamızdan ve dış dünyamızdan gelen uyaranları, algıları, tepkileri, öğrenmeleri
kaydettiğimiz zihinsel alandır. Bellek üç temel süreç şeklinde işler. Bunlar;
Kodlama : Bilgileri depolamaya hazırlama, ilişkilendirme, ayrıştırma, tanımlama vb.
süreçleri,
Depolama : Bilgileri bağlantı kurulan ilgili alan kaydetme süreçleri,
Geriye Getirme-Çağırma : Bilgileri ilgili alanlardan-depodan çıkarma süreçleri.
Temelde iki tür bellek vardır:
3
1. Kısa süreli bellek : Seçilmiş uyaranların geçici olarak depolandığı, kaydedildiği alandır.
Öğrenilen bilgi 24 saat içinde tekrar edilmezse % 50’si, bir hafta
içinde tekrar edilmezse % 87’si unutulur. Yani uzun süreli belleğe
aktarılamaz ve öğrenme gerçekleşmez.
2. Uzun süreli bellek : Depoya aktarılmış bilgilerin tekrarlar sonucu kalıcı hale geldiği,
davranış değişikliğinin yani öğrenmenin olduğu alandır. Uzun
süreli belleğe atılan bilgi unutulmayan ve kalıcı bilgidir. Bu nedenle
öğrenenin, öğrendiği bilgiyi 24 saat içinde 10 dk., bir hafta içinde
20 dk. ve bir ay içinde 30 dk tekrar ettiğinde kalıcı öğrenme
oluşmuş ve bilgi uzun süreli belleğe kaydedilmiş, davranış
kazanılmış olur.
Eğitim-öğretim süreçlerinin temel amacı; öğrencide kalıcı izli, istendik
davranış değişiklikleri yaratmak olduğundan öğrenme stratejileri belirleyici önem
taşımaktadır.
Öğrenciler, öğrenmeyi gerçekleştirmek amacıyla belirli davranışsal ve düşünsel
süreçlere gereksinim duyarlar. Örneğin; bir okuma materyalinin ana düşüncelerini
bulmak, özetlemek ve not almak gibi. Öğrencilerin bu görevleri başarı ile yerine
getirebilmeleri, öğrenme işine en uygun birkaç stratejiyi kullanmalarına bağlıdır.
Öğrenme stratejileri, yazarlar tarafından farklı sınıflandırılmakta ve beş ayrı başlık
altında incelemektedirler:
1) DİKKAT STRATEJİLERİ,
2) TEKRAR STRATEJİLERİ
3) ANLAMLANDIRMAYI ARTIRAN STRATEJİLER
4) YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ STRATEJİLERİ
5) DUYUŞSAL STRATEJİLER
1. DİKKAT STRATEJİLERİ
Çevreden gelen bilgilerin-uyaranların birey için gerekli olanlarının kısa süreli
belleğe geçişini sağlayan en önemli süreç dikkattir. Bu nedenle öğretimde yerine
getirilmesi gereken ilk işlev, öğrencinin dikkatini belirginleştirmek ve artırmaktır.
Dikkati yöneltmede kullanılan stratejilerden biri, metinde yazıların altını çizmedir.
Anahtar sözcüklerin ve temel düşüncelerin altının çizilmesi, öğrenciler tarafından
yaygınlıkla kullanılmaktadır. Altını çizme, okunan metinde önemli düşüncelerle, önemli
olmayanın ayırt edilmesini sağlar.
4
Okunan metinde altını çizmenin temelde iki yararı vardır:
Birincisi, anahtar sözcükleri, temel düşünceleri fiziksel olarak zihne yerleştirir.
Böylece gözden geçirme ve anımsama hızlı ve etkili gerçekleşir. İkincisi, altı çizilerek
seçme süreci, varolan bilgiye yeni bilginin birleştirilmesine yardım eder.
Altını çizme anahtar noktalara, temel düşüncelere, okuyanın dikkatini
odaklayacağı stratejilerden biri olmasına karşın, küçük sınıflardaki öğrenciler için uygun
değildir. Altıncı sınıfın altındaki öğrencilerin önemli bilgiyi belirlemede yeterli
olmadıklarını, bu nedenle altını çizme stratejisinden yararlanamadıkları saptanmıştır. İlk 5
sınıfta öğretmenler, yaşları ve gelişimleri doğrultusunda aşamalı olarak bu beceriyi
öğrencilere öğretmeye çalışırlar. 6. sınıftan itibaren soyut öğrenmeye geçen öğrenciler
bu becerileri kendiliğinden kullanmaya başlayabilirler.
Dersin başında öğrenilecek konu hakkında ön inceleme soruları da dikkat sürecini
etkileyen yollardan biridir. Ön sorular, öğrencinin dikkatini olaylarla ilgili ya da özel
yanıtlar vermeye yöneltmektedir. Ders/konu anlatıldıktan sonra ilgili paragraflardan
sorulan soruların ise, dikkati yalnızca gelecek paragraflara çektiği gözlenmiştir.
Dikkati çekmede kullanılan bir başka strateji de, metinin kenarına not almadır.
Metin kenarına not alma, öğrencinin tekrar etmesine, yeni bilgiye hazır olmasına ve
kodlamasına yardımcı olur. Metin kenarına not alma, bilinmeyen sözcükleri yuvarlak
içine alma, anlaşılmayan yerlere soru işareti gibi işaretler koyma, önemli
düşünceleri gösteren işaretler ve açıklamalar, öğrencinin bu kısımlara dikkatini
yoğunlaştırmasını sağlar.
Dikkatin odaklaşmasında metindeki başlıklar, alt başlıklar, şekil, grafik, şema ve
benzerleri etkili rol oynar. Dikkatini odaklaştıran öğrenci metni okumadan önce başlık ve
tabloları, şemaları gözden geçirse, zihninde ön bilgilenme ve hazır bulunuşluk
gerçekleşmiş olur. Bunun için öğrencinin o günün derslerine akşamdan planlanan
zamanda göz atarak, konu hakkında sorular oluşturarak, sayfanın yanına notlar alarak
hazırlık yapması konuyu öğrenmesi ve bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasını
kolaylaştırır.
2. TEKRAR STRATEJİLERİ
Kısa süreli bellekte bilgi belli bir süre ve sınırlılık içinde depolanabilmektedir. Bu
süre ve sınırlılık ise tekrar ve gruplama stratejileri ile artırılabilir. Tekrar stratejileri,
öğrenilen bir listeyi yinelemek ya da bir metini aynen tekrar etmek gibi bilginin uzun
süreli belleğe daha uygun işlenmesine yardım eder. Ayrıca tekrar stratejileri ezberleme
için de kullanılır.
Bilginin, olduğu gibi tekrarlandığı basit tekrar, bilginin kısa süreli bellekte daha
uzun süre kalmasını sağlar. Basit tekrarın bu işlevi dışında kullanılması yararlı değildir.
5
Bazen, bir şiiri ezberlemek gibi, kullanılabilir. Bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını
sağlamak için, bilginin anlamlı kılınması, tekrar ile olanaklıdır. Tekrar stratejisini
kullanırken öğrenen kişi, olguları zihinsel ya da sesli yinelemeli, bir metini aynen kopya
etmeli ya da önemli tümceleri tekrarlamalıdır.
Araştırma sonuçlarına göre, çocuklar anaokulundan beşinci ya da altıncı sınıfa
kadar tekrar stratejilerini öğrenirler. 6-7 yaşındaki çocuklar öğretildiğinde, tekrar
stratejilerini kullanabilmekte, ancak kendilerine uygun stratejiler üretememektedirler. 11-
12 yaşından itibaren çocuklar, öğrenme sırasında kendiliğinden tekrar yapabilir, ders
durumunun gerektirdikleri doğrultusunda tekrar davranışlarında değişiklik yapabilirler.
Öğrenilecek metin düz yazı türünde ise tekrar stratejileri, konuyu sesli olarak
tekrarlama, yazıya aktarma, bazı bölümleri aynen alıntılama ve yazının önemli
kısımlarının altını çizmeyi kapsamaktadır.
3. ANLAMLANDIRMAYI ARTIRAN STRATEJİLER
Anlamlandırmayı artıran stratejiler bilginin aynen uzun süreli belleğe geçişinden
çok anlamlı bir bütün olarak yerleşmesini sağlarlar. Yeni gelen bilgiye anlam verilebilmesi
için öğrencinin, konu ile ilgili önbilgileri olmalı ve yeni bilgiyi varolan bilgilerle
ilişkilendirebilmesi gereklidir. Bu öğrenilebilen, kazanılabilen bir beceridir.
Anlamlandırmayı artırmak için öğrencinin aşağıdaki önerilere uygun davranması
gerekmektedir.
· açıklama ve soru sorma,
· eklemleme – ilişkilendirme,
· benzeştirme,
· karşılaştırma,
· gruplama, sıralama
· öğrenilen konuyu şekil, grafik ve imgelerle yazıya dökme,
· kendi kendine soru sorma,
· bir başkasına anlatma, öğretme,
Eklemleme stratejisi, varolan bilgi ile yeni bilgiler arasında ilişkiler kurulmasını
sağlar. Bu süreçle yeni bilgi daha anlamlı hale gelecek, kodlama kolaylaşacak ve daha
belirleyici olacaktır. Eklemleme stratejileri, yeni bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli
belleğe, bilinenle yeni bilgi arasında ilişki kurularak ve birlik yaratarak geçişine yardımcı
olur. Örneğin; bir telefon numarasını anlamlı bir tarihle, birisinin yaş günü ile
ilişkilendirmek, telefon numarasını anlamlı hale getirecek ve uzun süreli bellekte kalma
olasılığı artacaktır.
6
Benzetimler, yeni bilginin daha önceden bilinen eski bilgi kullanılarak, somut
olarak açıklanmasına yardımcı olur. Karşılaştırma kullanma da eklemlemeyi sağlayan bir
başka yoldur. Karşılaştırmalar, düşünceler ya da özellikler arasında benzerlikleri ve
ayrılıkları gösterir.
Örgütleme stratejileri, eklemleme stratejileri gibi yeni materyallerin anlamlılığını
artırır. Örgütleme stratejileri gruplama, terim ya da düşünceleri bir araya getirme, küçük
alt parçalara bölmeyi içerebilir. Ayrıca önemli düşünceleri belirlemeyi ya da daha geniş
bilgiden ana düşünceleri çıkarmayı da içerir. Örgütleme stratejisini kullanan kişi materyali
yeniden yapılandırarak düzenleyecek ve kendisi için anlamlı hale getirecektir. Yeniden
düzenlemede not alma, özetleme, çıkarımlar yapma gibi teknikler kullanılır.
Not alma; doğru olarak not alınırsa yeni bilgi, varolan bilgiye etkili bir biçimde
ilişkilendirilir ve işlenmiş olarak bilginin düzenlenmesine yardımcı olur. Bununla beraber
birçok öğrenci metnin altını çizmede olduğu gibi iyi not alamaz. Bazı öğrenciler
öğretmenin söylediği her şeyi yazarlar. Bu tür öğrencilerin önemli düşünceleri bulmada
ve amaca uygun tanımlamada güçlükleri vardır. Öğretmenin anlattığı her şeyi onun
tümceleriyle yazmaya kalkan öğrenci, not almayı bilmiyordur. Ayrıca bir konuşmacı
dakikada yaklaşık 125 sözcük kullanarak konuşur. Öğrenci kısaltarak yazmaya kalksa bile
her söyleneni kaydetmesi olanaksızdır. Etkili not alma, bireyin kendi tümceleri ile ana
düşünceleri saptaması, önemli düşünce ve noktaları özetlemesi, birleştirmesi ile
sağlanabilir.
Tüm derslerde, öğrenciler tartışılan ve sunulan bilgiyi tabloya etkin olarak
işleyebilirler. Kavram haritaları da denilen bu yöntemle, yapı ve düzenleme sağlanır,
önemli bilgi belirlenir, karşılaştırma kolaylaşır. Tablo, gelecek çalışmalar için de somut bir
referans olarak, bilginin uzun süreli bellekte depolanmasında etkili bir model haline gelir.
Özetleme, etkili bir öğrenme yoludur. Özetleme ile metinin anlaşılması ve
anımsanması kolaylaşır. Özetleme, öğrenciyi birçok yönden destekler. Bunlar;
1) anlamlı okuma,
2) önemli düşünceleri belirleme,
3) kendi tümceleri ile içeriği oluşturma
Böylece öğrenen kişi, bu ilkeleri kullanarak bilgiyi yeniden örgütler ve anlamlı hale
getirir. Ancak özetleme yapmayı öğrenmek, zaman alır ve uygulamayı gerektirir.
Özetlemenin öğrenilmesinde şu basamakların izlenmesi gerekir.
1. Metindeki önemsiz bilgiyi belirlemek ve çıkarmak,
2. Metindeki ana düşünceyi belirlemek ve kendi sözcükleri ile anlatmak,
3. Her paragraftaki ana düşünceyi belirlemek ve yeniden anlatmak,
4. Metinin ana düşünceleri ile yardımcı düşüncelerini anlamını bozmadan kısa olarak
bütünleştirmek.
Şemalaştırma (haritalama); düşünceler arası ilişkilerin görselleştirilmesidir.
Metindeki önemli düşünceler birbirleri ile ilişkilendirilir.
7
Öğrenciler kavramsal harita oluşturmada, mantıklı kalıplara düşünceleri sıralamayı
ve her bir konuda belirlenen anahtar düşünceleri ilişkilendirmeyi öğrenirler. Bilgi
şemaları kimi kez aşamalı bir biçimde kimi kez de nedensel ilişkileri gösteren biçimde
düzenlenir. Bilginin şemalandırılması öğrencilere çok eğlenceli gelebilir. Bilginin
görselleştirilmesi, öğrencilerin yeni materyali daha etkili öğrenmelerine ve düşünceler
arası ilişkileri anlamalarına yardımcı olur.
4. YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ STRATEJİLERİ
Yürütücü biliş, öğrenenlerin benimsedikleri belli öğrenme stratejilerini kullanma
yetenekleri ve kendi düşünmelerine ilişkin bilinç düzeylerini anlatır. Birçok araştırmacı,
yürütücü bilişin iki temel öğeye sahip olduğu konusunda görüş birliği içindedir. Bu
öğelerden biri, bilişe ilişkin bilgidir. Diğeri de bilişi denetim, izleme, düzenleme gibi öz
düzenleme mekanizmalarıdır.
Bilişe ilişkin bilgi, bilgiyi ve anlayışı içerir. Öğrenen kişinin, belirli bir öğrenme
durumunda kullandığı çeşitli öğrenme stratejileri ve kendi öğrenme sürecine ilişkin
anlayışa sahip olmasıdır. Örneğin; görsel eğilimli bir öğrenci kavram haritaları
oluşturmanın, yeni bilgiyi anlama ve anımsamada kendisi için iyi bir yol olduğunu bilir.
Yürütücü bilişin ikinci öğesi bilişi izlemedir. Bilişi izleme, bireyin öğrenilecek
durumun öğrenilmesinde en uygun stratejiyi seçme, kullanma, izleme ve değerlendirme,
yeniden düzenleme yapma yeteneğidir.
Not : Yürütücü biliş strateji ilköğretim düzeyinde ancak 6-7-8. sınıf öğrencilerine
farkındalık düzeyinde verilebilir. Bu stratejiyi daha çok lisenin son yıllarında ve yüksek
öğretimde öğrenim gören öğrencilerin kullanması beklenir.
5. DUYUŞSAL STRATEJİLER
Öğrenciler kendi kendilerine öğrenirken uygun bilişsel stratejileri kullansalar bile
kimi kez öğretim hedeflerine ulaşmada güçlüklerle karşılaşırlar. Bu güçlükler, duygusal
etmenlerden kaynaklanabilir. Öğrenmede duygusal ya da güdüsel etmenlerden oluşan
engelleri ortadan kaldırmak için kullanılan stratejiler duyuşsal stratejiler olarak
adlandırılmaktadır. Duyuşsal alanda, dikkati toplama, yoğunlaşmayı sürdürmeyi, başarı
kaygısı, güdülenme, stresle başa çıkma, zamanı etkili olarak kullanma konuları yer alır.
Öğrencilerin, kendi kendilerine çalışırken, en yaygın sorunlarından biri, zihnin ya
da ilginin başka yöne çekilmesidir. Dikkatin başka yöne yönelmesi genellikle çalışırken
veya okurken, radyonun açılması, oda arkadaşının içeri girmesi gibi dışsal etmenlerden
oluşur. Öğrenciler, öğrenmelerini en iyi destekleyen çevresel özellikleri belirleyip,
düzenleyerek ruhsal yapılarını öğrenme için en uygun duruma getirebilirler. Örneğin;
kütüphanede sessiz bir yer bulurlar, çalışma masasını düzenlerler. Tüm bu stratejiler
dikkatte istenmeyen kesintileri en aza indirerek dikkati sürdürmede güdüsel koşulların
artmasını sağlar.
8
Dikkatin dağılması kimi kez öğrenenden de kaynaklanır. "Bunu anlayamadım", "Bu
projeyi yapma olasılığım zayıf" gibi kendi kendine olumsuz düşünme güdülenmeyi
düşürerek dikkati azaltır.
Öğrenme sorumluluğu yerleşmiş öğrenciler, öğrenilecek konunun kendilerine ne
derece uygun olduğunu belirlemede oldukça beceriklidirler. Bu tür öğrenciler
kendilerine şu soruları sorarlar; "Bu benim için önemli mi?", "Bunun benim için şimdi ve
gelecekte değeri nedir?", "Bunu neden öğrenmem gerekir?". Bu soruları olumlu
yanıtlama, ilgiyi sürdürmeye ve öğrenme coşkusuna yardımcı olur.
Kendine güven, öğrenmede çaba harcama ve amaca ulaşmada bireyin
inançlarında ortaya çıkar. Olumlu öz-konuşmalar, güvenin sağlanması ve sürmesinde
etkili olabilir. Güveni olumsuz etkileyen etmenler ise test kaygısı, verilen görevi-ödevi iyi
yapamama korkusu olabilir.
Sonuç olarak, öğrencilerin gerek okul yıllarında derslerde başarılı olmaları,
gerekse iş yaşamında kendilerini geliştirebilmeleri için kendi kendilerine öğrenmeleri ve
öğrenmelerini izleme yeterliği kazanmaları gerekmektedir. Okullarda öğrencilere belli
disiplinlerin temel kavram ve ilkeleri öğretilirken öğrenme stratejileri de öğretilmelidir.
İlköğretimden başlayarak öğretimin her düzeyinde derslerde konunun gerektirdiği
öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmelidir. Çünkü iyi bir öğretim, öğrencilere
nasıl öğreneceklerini, nasıl anımsayacaklarını, nasıl düşüneceklerini, güdülenmelerini
nasıl sağlayacaklarını öğretmeyi içerir. Okulumuz yukarıda yer verdiğimiz bilgiler ışığında
yaş gruplarına uygun, toplu ya da bireysel olarak bu stratejileri öğrencilerimize
kazandırmaya çalışmaktadır. Rehberlik servisimiz 5. sınıftan itibaren öğrencilerimize
bir müfredat doğrultusunda “öğrenmeyi öğrenme programı” başlığı altında
bireysel çalışma programları hazırlamakta; dikkat, bellek, etkili dinleme-okuma ve
çalışma teknikleri üzerine bilgiler vermektedir.
_

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder