ÖĞRENME STRATEJİLERİ
Bilişsel öğrenme kuramları, öğrenen kişinin, öğrenme
sorumluluğunu yüklenmesi
ve öğrenmeye etkin olarak katılması gereği üzerinde
durmaktadır. Bu nedenle bu
alandaki çalışmalar, son yıllarda öğrenme stratejileri
üzerinde yoğunlaşmıştır.
Tanım
Literatürdeki kaynaklar tarandığında, öğrenme stratejileri
üzerine birbirini
tamamlayan birden fazla tanımla karşılaşılmaktadır. Bunlar;
"Öğrenen kişinin öğrenme sırasında
gerçekleştirebileceği ve onun kodlama
sürecini etkilemesi umulan davranışlar ve düşüncelerdir. “
“Öğrenilen konuyu belleğe yerleştirme ve geri getirme
işlemlerini kapsayan,
öğrenenin öğrenmesini etkileyen, öğrenen tarafından
kullanılan davranış ve düşünme
süreçleridir.”
“Bireyin öğrenme sırasında duyularına gelen uyarımları kısa
ve uzun süreli belleğe
transfer etmesine ve uzun süreli belleğine işlemesini
sağlayan tekniklerdir.”
"Öğrencinin kendi kendine öğrenebilmesi için kullandığı
işlemlerdir.”
Yukarıdaki tanımlar incelendiğinde, bellek ve bellek
süreçlerinin, öğrenme
stratejisini oluşturan ortak nokta olduğu görülmektedir. Bu
nedenle bellek tanımı ile
başlayalım.
Bellek
İnsan zihni hatırlamaya göre kurulmuştur. Belleğimiz,
yaşamımız boyunca iç
dünyamızdan ve dış dünyamızdan gelen uyaranları, algıları,
tepkileri, öğrenmeleri
kaydettiğimiz zihinsel alandır. Bellek üç temel süreç
şeklinde işler. Bunlar;
Kodlama : Bilgileri depolamaya hazırlama, ilişkilendirme,
ayrıştırma, tanımlama vb.
süreçleri,
Depolama : Bilgileri bağlantı kurulan ilgili alan kaydetme
süreçleri,
Geriye Getirme-Çağırma : Bilgileri ilgili alanlardan-depodan
çıkarma süreçleri.
Temelde iki tür bellek vardır:
3
1. Kısa süreli bellek : Seçilmiş uyaranların geçici olarak
depolandığı, kaydedildiği alandır.
Öğrenilen bilgi 24 saat içinde tekrar edilmezse % 50’si, bir
hafta
içinde tekrar edilmezse % 87’si unutulur. Yani uzun süreli
belleğe
aktarılamaz ve öğrenme gerçekleşmez.
2. Uzun süreli bellek : Depoya aktarılmış bilgilerin
tekrarlar sonucu kalıcı hale geldiği,
davranış değişikliğinin yani öğrenmenin olduğu alandır. Uzun
süreli belleğe atılan bilgi unutulmayan ve kalıcı bilgidir.
Bu nedenle
öğrenenin, öğrendiği bilgiyi 24 saat içinde 10 dk., bir
hafta içinde
20 dk. ve bir ay içinde 30 dk tekrar ettiğinde kalıcı
öğrenme
oluşmuş ve bilgi uzun süreli belleğe kaydedilmiş, davranış
kazanılmış olur.
Eğitim-öğretim süreçlerinin temel amacı; öğrencide kalıcı
izli, istendik
davranış değişiklikleri yaratmak olduğundan öğrenme
stratejileri belirleyici önem
taşımaktadır.
Öğrenciler, öğrenmeyi gerçekleştirmek amacıyla belirli
davranışsal ve düşünsel
süreçlere gereksinim duyarlar. Örneğin; bir okuma
materyalinin ana düşüncelerini
bulmak, özetlemek ve not almak gibi. Öğrencilerin bu
görevleri başarı ile yerine
getirebilmeleri, öğrenme işine en uygun birkaç stratejiyi
kullanmalarına bağlıdır.
Öğrenme stratejileri, yazarlar tarafından farklı
sınıflandırılmakta ve beş ayrı başlık
altında incelemektedirler:
1) DİKKAT STRATEJİLERİ,
2) TEKRAR STRATEJİLERİ
3) ANLAMLANDIRMAYI ARTIRAN STRATEJİLER
4) YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ STRATEJİLERİ
5) DUYUŞSAL STRATEJİLER
1. DİKKAT STRATEJİLERİ
Çevreden gelen bilgilerin-uyaranların birey için gerekli
olanlarının kısa süreli
belleğe geçişini sağlayan en önemli süreç dikkattir. Bu
nedenle öğretimde yerine
getirilmesi gereken ilk işlev, öğrencinin dikkatini
belirginleştirmek ve artırmaktır.
Dikkati yöneltmede kullanılan stratejilerden biri, metinde
yazıların altını çizmedir.
Anahtar sözcüklerin ve temel düşüncelerin altının çizilmesi,
öğrenciler tarafından
yaygınlıkla kullanılmaktadır. Altını çizme, okunan metinde
önemli düşüncelerle, önemli
olmayanın ayırt edilmesini sağlar.
4
Okunan metinde altını çizmenin temelde iki yararı vardır:
Birincisi, anahtar sözcükleri, temel düşünceleri fiziksel
olarak zihne yerleştirir.
Böylece gözden geçirme ve anımsama hızlı ve etkili
gerçekleşir. İkincisi, altı çizilerek
seçme süreci, varolan bilgiye yeni bilginin
birleştirilmesine yardım eder.
Altını çizme anahtar noktalara, temel düşüncelere, okuyanın
dikkatini
odaklayacağı stratejilerden biri olmasına karşın, küçük
sınıflardaki öğrenciler için uygun
değildir. Altıncı sınıfın altındaki öğrencilerin önemli
bilgiyi belirlemede yeterli
olmadıklarını, bu nedenle altını çizme stratejisinden
yararlanamadıkları saptanmıştır. İlk 5
sınıfta öğretmenler, yaşları ve gelişimleri doğrultusunda
aşamalı olarak bu beceriyi
öğrencilere öğretmeye çalışırlar. 6. sınıftan itibaren soyut
öğrenmeye geçen öğrenciler
bu becerileri kendiliğinden kullanmaya başlayabilirler.
Dersin başında öğrenilecek konu hakkında ön inceleme
soruları da dikkat sürecini
etkileyen yollardan biridir. Ön sorular, öğrencinin
dikkatini olaylarla ilgili ya da özel
yanıtlar vermeye yöneltmektedir. Ders/konu anlatıldıktan
sonra ilgili paragraflardan
sorulan soruların ise, dikkati yalnızca gelecek paragraflara
çektiği gözlenmiştir.
Dikkati çekmede kullanılan bir başka strateji de, metinin
kenarına not almadır.
Metin kenarına not alma, öğrencinin tekrar etmesine, yeni
bilgiye hazır olmasına ve
kodlamasına yardımcı olur. Metin kenarına not alma,
bilinmeyen sözcükleri yuvarlak
içine alma, anlaşılmayan yerlere soru işareti gibi işaretler
koyma, önemli
düşünceleri gösteren işaretler ve açıklamalar, öğrencinin bu
kısımlara dikkatini
yoğunlaştırmasını sağlar.
Dikkatin odaklaşmasında metindeki başlıklar, alt başlıklar,
şekil, grafik, şema ve
benzerleri etkili rol oynar. Dikkatini odaklaştıran öğrenci
metni okumadan önce başlık ve
tabloları, şemaları gözden geçirse, zihninde ön bilgilenme
ve hazır bulunuşluk
gerçekleşmiş olur. Bunun için öğrencinin o günün derslerine
akşamdan planlanan
zamanda göz atarak, konu hakkında sorular oluşturarak,
sayfanın yanına notlar alarak
hazırlık yapması konuyu öğrenmesi ve bilginin uzun süreli
belleğe aktarılmasını
kolaylaştırır.
2. TEKRAR STRATEJİLERİ
Kısa süreli bellekte bilgi belli bir süre ve sınırlılık
içinde depolanabilmektedir. Bu
süre ve sınırlılık ise tekrar ve gruplama stratejileri ile
artırılabilir. Tekrar stratejileri,
öğrenilen bir listeyi yinelemek ya da bir metini aynen
tekrar etmek gibi bilginin uzun
süreli belleğe daha uygun işlenmesine yardım eder. Ayrıca
tekrar stratejileri ezberleme
için de kullanılır.
Bilginin, olduğu gibi tekrarlandığı basit tekrar, bilginin
kısa süreli bellekte daha
uzun süre kalmasını sağlar. Basit tekrarın bu işlevi dışında
kullanılması yararlı değildir.
5
Bazen, bir şiiri ezberlemek gibi, kullanılabilir. Bilginin
uzun süreli bellekte depolanmasını
sağlamak için, bilginin anlamlı kılınması, tekrar ile
olanaklıdır. Tekrar stratejisini
kullanırken öğrenen kişi, olguları zihinsel ya da sesli
yinelemeli, bir metini aynen kopya
etmeli ya da önemli tümceleri tekrarlamalıdır.
Araştırma sonuçlarına göre, çocuklar anaokulundan beşinci ya
da altıncı sınıfa
kadar tekrar stratejilerini öğrenirler. 6-7 yaşındaki
çocuklar öğretildiğinde, tekrar
stratejilerini kullanabilmekte, ancak kendilerine uygun
stratejiler üretememektedirler. 11-
12 yaşından itibaren çocuklar, öğrenme sırasında
kendiliğinden tekrar yapabilir, ders
durumunun gerektirdikleri doğrultusunda tekrar
davranışlarında değişiklik yapabilirler.
Öğrenilecek metin düz yazı türünde ise tekrar stratejileri,
konuyu sesli olarak
tekrarlama, yazıya aktarma, bazı bölümleri aynen alıntılama
ve yazının önemli
kısımlarının altını çizmeyi kapsamaktadır.
3. ANLAMLANDIRMAYI ARTIRAN STRATEJİLER
Anlamlandırmayı artıran stratejiler bilginin aynen uzun
süreli belleğe geçişinden
çok anlamlı bir bütün olarak yerleşmesini sağlarlar. Yeni
gelen bilgiye anlam verilebilmesi
için öğrencinin, konu ile ilgili önbilgileri olmalı ve yeni
bilgiyi varolan bilgilerle
ilişkilendirebilmesi gereklidir. Bu öğrenilebilen,
kazanılabilen bir beceridir.
Anlamlandırmayı artırmak için öğrencinin aşağıdaki önerilere
uygun davranması
gerekmektedir.
· açıklama ve soru sorma,
· eklemleme – ilişkilendirme,
· benzeştirme,
· karşılaştırma,
· gruplama, sıralama
· öğrenilen konuyu şekil, grafik ve imgelerle yazıya dökme,
· kendi kendine soru sorma,
· bir başkasına anlatma, öğretme,
Eklemleme stratejisi, varolan bilgi ile yeni bilgiler
arasında ilişkiler kurulmasını
sağlar. Bu süreçle yeni bilgi daha anlamlı hale gelecek,
kodlama kolaylaşacak ve daha
belirleyici olacaktır. Eklemleme stratejileri, yeni bilginin
kısa süreli bellekten uzun süreli
belleğe, bilinenle yeni bilgi arasında ilişki kurularak ve
birlik yaratarak geçişine yardımcı
olur. Örneğin; bir telefon numarasını anlamlı bir tarihle,
birisinin yaş günü ile
ilişkilendirmek, telefon numarasını anlamlı hale getirecek
ve uzun süreli bellekte kalma
olasılığı artacaktır.
6
Benzetimler, yeni bilginin daha önceden bilinen eski bilgi
kullanılarak, somut
olarak açıklanmasına yardımcı olur. Karşılaştırma kullanma
da eklemlemeyi sağlayan bir
başka yoldur. Karşılaştırmalar, düşünceler ya da özellikler
arasında benzerlikleri ve
ayrılıkları gösterir.
Örgütleme stratejileri, eklemleme stratejileri gibi yeni
materyallerin anlamlılığını
artırır. Örgütleme stratejileri gruplama, terim ya da
düşünceleri bir araya getirme, küçük
alt parçalara bölmeyi içerebilir. Ayrıca önemli düşünceleri
belirlemeyi ya da daha geniş
bilgiden ana düşünceleri çıkarmayı da içerir. Örgütleme
stratejisini kullanan kişi materyali
yeniden yapılandırarak düzenleyecek ve kendisi için anlamlı
hale getirecektir. Yeniden
düzenlemede not alma, özetleme, çıkarımlar yapma gibi
teknikler kullanılır.
Not alma; doğru olarak not alınırsa yeni bilgi, varolan
bilgiye etkili bir biçimde
ilişkilendirilir ve işlenmiş olarak bilginin düzenlenmesine
yardımcı olur. Bununla beraber
birçok öğrenci metnin altını çizmede olduğu gibi iyi not
alamaz. Bazı öğrenciler
öğretmenin söylediği her şeyi yazarlar. Bu tür öğrencilerin
önemli düşünceleri bulmada
ve amaca uygun tanımlamada güçlükleri vardır. Öğretmenin
anlattığı her şeyi onun
tümceleriyle yazmaya kalkan öğrenci, not almayı bilmiyordur.
Ayrıca bir konuşmacı
dakikada yaklaşık 125 sözcük kullanarak konuşur. Öğrenci
kısaltarak yazmaya kalksa bile
her söyleneni kaydetmesi olanaksızdır. Etkili not alma,
bireyin kendi tümceleri ile ana
düşünceleri saptaması, önemli düşünce ve noktaları
özetlemesi, birleştirmesi ile
sağlanabilir.
Tüm derslerde, öğrenciler tartışılan ve sunulan bilgiyi
tabloya etkin olarak
işleyebilirler. Kavram haritaları da denilen bu yöntemle,
yapı ve düzenleme sağlanır,
önemli bilgi belirlenir, karşılaştırma kolaylaşır. Tablo,
gelecek çalışmalar için de somut bir
referans olarak, bilginin uzun süreli bellekte
depolanmasında etkili bir model haline gelir.
Özetleme, etkili bir öğrenme yoludur. Özetleme ile metinin
anlaşılması ve
anımsanması kolaylaşır. Özetleme, öğrenciyi birçok yönden
destekler. Bunlar;
1) anlamlı okuma,
2) önemli düşünceleri belirleme,
3) kendi tümceleri ile içeriği oluşturma
Böylece öğrenen kişi, bu ilkeleri kullanarak bilgiyi yeniden
örgütler ve anlamlı hale
getirir. Ancak özetleme yapmayı öğrenmek, zaman alır ve
uygulamayı gerektirir.
Özetlemenin öğrenilmesinde şu basamakların izlenmesi
gerekir.
1. Metindeki önemsiz bilgiyi belirlemek ve çıkarmak,
2. Metindeki ana düşünceyi belirlemek ve kendi sözcükleri
ile anlatmak,
3. Her paragraftaki ana düşünceyi belirlemek ve yeniden
anlatmak,
4. Metinin ana düşünceleri ile yardımcı düşüncelerini
anlamını bozmadan kısa olarak
bütünleştirmek.
Şemalaştırma (haritalama); düşünceler arası ilişkilerin
görselleştirilmesidir.
Metindeki önemli düşünceler birbirleri ile ilişkilendirilir.
7
Öğrenciler kavramsal harita oluşturmada, mantıklı kalıplara
düşünceleri sıralamayı
ve her bir konuda belirlenen anahtar düşünceleri
ilişkilendirmeyi öğrenirler. Bilgi
şemaları kimi kez aşamalı bir biçimde kimi kez de nedensel
ilişkileri gösteren biçimde
düzenlenir. Bilginin şemalandırılması öğrencilere çok
eğlenceli gelebilir. Bilginin
görselleştirilmesi, öğrencilerin yeni materyali daha etkili
öğrenmelerine ve düşünceler
arası ilişkileri anlamalarına yardımcı olur.
4. YÜRÜTÜCÜ BİLİŞ STRATEJİLERİ
Yürütücü biliş, öğrenenlerin benimsedikleri belli öğrenme
stratejilerini kullanma
yetenekleri ve kendi düşünmelerine ilişkin bilinç
düzeylerini anlatır. Birçok araştırmacı,
yürütücü bilişin iki temel öğeye sahip olduğu konusunda
görüş birliği içindedir. Bu
öğelerden biri, bilişe ilişkin bilgidir. Diğeri de bilişi
denetim, izleme, düzenleme gibi öz
düzenleme mekanizmalarıdır.
Bilişe ilişkin bilgi, bilgiyi ve anlayışı içerir. Öğrenen
kişinin, belirli bir öğrenme
durumunda kullandığı çeşitli öğrenme stratejileri ve kendi
öğrenme sürecine ilişkin
anlayışa sahip olmasıdır. Örneğin; görsel eğilimli bir
öğrenci kavram haritaları
oluşturmanın, yeni bilgiyi anlama ve anımsamada kendisi için
iyi bir yol olduğunu bilir.
Yürütücü bilişin ikinci öğesi bilişi izlemedir. Bilişi
izleme, bireyin öğrenilecek
durumun öğrenilmesinde en uygun stratejiyi seçme, kullanma,
izleme ve değerlendirme,
yeniden düzenleme yapma yeteneğidir.
Not : Yürütücü biliş strateji ilköğretim düzeyinde ancak
6-7-8. sınıf öğrencilerine
farkındalık düzeyinde verilebilir. Bu stratejiyi daha çok
lisenin son yıllarında ve yüksek
öğretimde öğrenim gören öğrencilerin kullanması beklenir.
5. DUYUŞSAL STRATEJİLER
Öğrenciler kendi kendilerine öğrenirken uygun bilişsel
stratejileri kullansalar bile
kimi kez öğretim hedeflerine ulaşmada güçlüklerle karşılaşırlar.
Bu güçlükler, duygusal
etmenlerden kaynaklanabilir. Öğrenmede duygusal ya da
güdüsel etmenlerden oluşan
engelleri ortadan kaldırmak için kullanılan stratejiler
duyuşsal stratejiler olarak
adlandırılmaktadır. Duyuşsal alanda, dikkati toplama, yoğunlaşmayı
sürdürmeyi, başarı
kaygısı, güdülenme, stresle başa çıkma, zamanı etkili olarak
kullanma konuları yer alır.
Öğrencilerin, kendi kendilerine çalışırken, en yaygın
sorunlarından biri, zihnin ya
da ilginin başka yöne çekilmesidir. Dikkatin başka yöne
yönelmesi genellikle çalışırken
veya okurken, radyonun açılması, oda arkadaşının içeri
girmesi gibi dışsal etmenlerden
oluşur. Öğrenciler, öğrenmelerini en iyi destekleyen
çevresel özellikleri belirleyip,
düzenleyerek ruhsal yapılarını öğrenme için en uygun duruma
getirebilirler. Örneğin;
kütüphanede sessiz bir yer bulurlar, çalışma masasını
düzenlerler. Tüm bu stratejiler
dikkatte istenmeyen kesintileri en aza indirerek dikkati
sürdürmede güdüsel koşulların
artmasını sağlar.
8
Dikkatin dağılması kimi kez öğrenenden de kaynaklanır.
"Bunu anlayamadım", "Bu
projeyi yapma olasılığım zayıf" gibi kendi kendine
olumsuz düşünme güdülenmeyi
düşürerek dikkati azaltır.
Öğrenme sorumluluğu yerleşmiş öğrenciler, öğrenilecek
konunun kendilerine ne
derece uygun olduğunu belirlemede oldukça beceriklidirler.
Bu tür öğrenciler
kendilerine şu soruları sorarlar; "Bu benim için önemli
mi?", "Bunun benim için şimdi ve
gelecekte değeri nedir?", "Bunu neden öğrenmem
gerekir?". Bu soruları olumlu
yanıtlama, ilgiyi sürdürmeye ve öğrenme coşkusuna yardımcı
olur.
Kendine güven, öğrenmede çaba harcama ve amaca ulaşmada
bireyin
inançlarında ortaya çıkar. Olumlu öz-konuşmalar, güvenin
sağlanması ve sürmesinde
etkili olabilir. Güveni olumsuz etkileyen etmenler ise test
kaygısı, verilen görevi-ödevi iyi
yapamama korkusu olabilir.
Sonuç olarak, öğrencilerin gerek okul yıllarında derslerde
başarılı olmaları,
gerekse iş yaşamında kendilerini geliştirebilmeleri için
kendi kendilerine öğrenmeleri ve
öğrenmelerini izleme yeterliği kazanmaları gerekmektedir.
Okullarda öğrencilere belli
disiplinlerin temel kavram ve ilkeleri öğretilirken öğrenme
stratejileri de öğretilmelidir.
İlköğretimden başlayarak öğretimin her düzeyinde derslerde
konunun gerektirdiği
öğrenme stratejilerinin öğretimine yer verilmelidir. Çünkü
iyi bir öğretim, öğrencilere
nasıl öğreneceklerini, nasıl anımsayacaklarını, nasıl
düşüneceklerini, güdülenmelerini
nasıl sağlayacaklarını öğretmeyi içerir. Okulumuz yukarıda
yer verdiğimiz bilgiler ışığında
yaş gruplarına uygun, toplu ya da bireysel olarak bu
stratejileri öğrencilerimize
kazandırmaya çalışmaktadır. Rehberlik servisimiz 5. sınıftan
itibaren öğrencilerimize
bir müfredat doğrultusunda “öğrenmeyi öğrenme programı”
başlığı altında
bireysel çalışma programları hazırlamakta; dikkat, bellek,
etkili dinleme-okuma ve
çalışma teknikleri üzerine bilgiler vermektedir.
_
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder