Önsöz: Yanlış Bilinen İslam
“Benim dinime dön! Ya
da öl!” Bağnazlığın sloganıdır bu. Bağnazlıkta demokrasi, fikir özgürlüğü,
sevgi, saygı, şefkat, dostluk, fedakarlık gibi kavramlar yoktur. Bazı insanlar
bağnazlığın ve onun ürünü olan radikalizmin bir hak dinin içine
yerleşebileceğini düşünürler. Oysa bağnazlığın kendisi bir dindir. Her düşünce
içinde bağnazlık dininin temsilcileri vardır. İslam’da, Musevilikte,
Hristiyanlıkta olduğu gibi Marksizm’de, faşizmde, ateizmde de bağnazlar çoktur.
Aynı batıl dini savunurlar hep birlikte: “Senin fikrine tahammülüm yok! Ya benimkini
kabul et ya da yok ol!”
Özellikle son dönemlerde bu tahammülsüz ve sapkın din,
çoğunlukla İslam dini gibi anılmaya başladı. Bir kısım odaklar bağnazlık dinine
İslam adını koydular. Bağnazlık dinine yönelik korkularını İslam’a yönelttiler.
Öyle ki, bir İbrahimi din “korku” kelimesiyle birlikte anılır oldu. İslamofobia
bütün dünyada zikredilir oldu. İnsanlar korkularının İslam’dan değil, bağnazlık
dininden kaynaklandığının farkında bile olmadılar. Hurafecilerin yarattığı
bağnaz dinin İslam adına ortaya çıktığını göremediler. Çünkü kimse onlara
İslam’ın bu olmadığını anlatmadı. Ne İslam adına ortaya çıkan radikaller ne de bu
radikallerden korku duyan olan islamofobikler gerçek İslam’ın bu bağnaz,
ürkütücü, sevgisiz ve nefret dolu dinle hiçbir alakasının olmadığını
gösteremedi. İslam dininin radikalleri tüm dünyaya ama en çok da Müslümanlara
zarar vermeye başladılar.
islamofobi
İslamofobyanın temel sebeplerinden biri radikalizmdir.
Radikalizmi İslam zannedenler, İslam'a cephe alarak aslında en büyük hatayı
yaparlar ve radikalizmin yegane çözümüyle mücadele içine girmiş olurlar.
“Ilımlı İslam” kelimesi de bu nedenle ortaya atıldı. Sanki
bir vahşi bir de ılımlı İslam modeli varmış gibi radikallerin vahşetine karşı
koyan Müslümanlar “ılımlı Müslüman” olarak anılmaya başlandı. İslam karşıtı
sesler ılımlı İslam’ın savunucularını takdir ettiler, fakat radikallere karşı
onları güçsüz buldular. Zannettiler ki bir vahşet dini, barışçıl bir kısım
kimseler tarafından yumuşatılmaya çalışılıyor (İslam’ı tenzih ederiz). Hatta
buna İslam’da reform, ılımlı İslam savunucularına da reformist dediler. Oysa
bunun bir reform değil, gerçek İslam olduğunu gösterebilen olmadı. İslam
karşıtları, “reformist”leri takdir etseler de, radikallerin şiddetten
kaynaklanan sahte güçleri ve onların İslam dinini temsil ettikleri şeklindeki
inançları daha ağır bastı.
Barışçıl Müslümanlar İslam dinini, yumuşatmaya, reformize
etmeye veya ılımlı hale getirmeye çalışmıyorlar. Barışçıl Müslümanlar olarak
asıl amacımız, yıllardır İslam adı altında dünyaya yayılan bir yalanı ilimle
yok etmektir. Yıllardır İslam adına temsil edilen radikalizmi, bağnazlığı,
fanatikliği ve İslam ile alakası olmayan o hurafe dinini ortadan kaldırmaya
çalışmak, Kuran’dan delillerle İslam’ın gerçeğini göstermektir. Şu ana kadar
bağnazlar tarafından İslam’a yönelik yapılmış en büyük iftiraya son vermektir.
Bu kitapta gerçekte radikalizme karşı eleştirileriyle ön
plana çıkan Batılı bir kısım İslam karşıtlarının iddialarına ve bağnazların
korkunç mantıklarına cevaplar verilmektedir. İslam’a dahil edilmeye çalışılan
sahte bağnaz dinin çeşitli kaynaklarındaki iddiaların geçersizliği Kuran’dan
örneklerle anlatılmaktadır. Özellikle bu iddialara yönelik bir çalışmanın
yapılmasının sebebi, İslam’a yöneltilen tüm eleştirilerin benzer yönde olması
ve radikalizm dininin “İslam” zannedilmesi yanılgısıdır. Dolayısıyla amaç,
İslam’a yöneltilmiş asılsız suçlamalardan yola çıkarak gerçek İslam dini
hakkında yanlış bilinenlerin KURAN’DAN DELİLLERLE açıklanması ve bu yanlışın
ortadan kaldırılmasıdır.
Bağnazların sorunu, dinlerini hurafelerden öğrenmeleridir.
Ne var ki bağnazların sahte dinlerini eleştirenler de kimi zaman onlar kadar
radikal olup bağnazların hurafelerini onlar kadar doğru zannedebilmektedirler.
Biz Kuran’dan delil getirdikçe onlar bağnazların hurafelerinden delil getirmeye
çalışırlar. İşte en büyük hatayı da burada yaparlar. Eğer gerçek İslam’ı tanımak
ve bağnazlığa karşı çözüm elde etmek istiyorlarsa burada anlatılan gerçek dine
kulak vermelidirler. Eğer bunu yapmazlarsa, radikalizm büyük bir bela olarak
dünyayı sarmaya devam edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder